
Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
Toksik ilişkiler, kişinin kendine olan güvenini ve yaşam enerjisini tüketen en zorlu deneyimlerden biridir. Böyle bir ilişkide sınır koymak çoğu zaman korkutucu, hatta imkânsız gibi gelir. Peki, neden toksik ilişkilerde “hayır” diyebilmek ve kendi ihtiyaçlarımızı savunabilmek bu kadar zor? Aslında cevap, insanın derinlerinde yatan bazı psikolojik ve duygusal engellerde gizli.
Sınır Koymanın Önündeki Psikolojik ve Duygusal Engeller
Onaylanma ve Sevilme İhtiyacı
Birçok insan, çevresindekiler tarafından sevilmek ve kabul edilmek ister. Özellikle toksik ilişkilerde, karşı tarafın sevgisini ya da onayını kaybetmekten korktuğumuz için isteklerimizi, sınırlarımızı açıkça ortaya koymakta zorlanırız. “Hayır” dersek karşımızdaki kişiyi kaybedeceğimiz veya ilişkinin daha da kötüleşeceği endişesi bizi pasifliğe iter.
Suçluluk Duygusu
Sınır koyduktan sonra suçlu hissetmek, toksik ilişkilerde çok yaygın bir durumdur. Özellikle geçmişte sık sık eleştirilmiş, değersiz hissettirilmiş ya da sürekli başkalarını memnun etmeye şartlanmış biriysen, kendi ihtiyaçlarını ifade ettiğinde hemen suçluluk hissedebilirsin. Toksik kişiler de genellikle bu duygunu kullanarak seni manipüle eder.
Geçmişte Yaşanan Travmalar ve “Fawning” Tepkisi
Çocuklukta veya önceki ilişkilerde reddedilmiş, küçümsenmiş ya da duygusal olarak ihmal edilmiş kişiler, yetişkinlikte de sınır koymakta zorlanabilir. Özellikle “fawning” denilen, başkalarını memnun etmeye yönelik aşırı uyum gösterme davranışı bu durumda sık görülür. Yani, sorun çıkmasın diye sürekli karşı tarafı mutlu etmeye çalışırız ve kendimizi unuturuz.
Manipülasyon ve Kontrol
Toksik ilişkilerde karşı taraf, sınırlarını belirlemeye çalıştığında suçlamak, tehdit etmek veya “bencillikle” itham etmek gibi yöntemlerle kontrolü elden bırakmak istemez. Bu baskı karşısında, huzursuzluk çıkmasın diye geri adım atmak daha kolay gelebilir. Özellikle “gaslighting” (gerçeği çarpıtma) gibi psikolojik manipülasyonlar, zamanla kişinin kendi doğrularından ve haklarından şüphe etmesine neden olur.
Terk Edilme ve Yalnız Kalma Korkusu
Bazı insanlar için yalnız kalma korkusu, zararlı bir ilişkide kalmayı ve sınır koyamamayı doğurur. Karşı taraf değişecek umuduyla tahammül etmeye, kendi ihtiyaçlarını ertelemeye devam edebilirler. Oysa sağlıklı sınırlar olmadan kurulan ilişkilerde uzun vadede mutluluk ve güven duygusu gelişemez.
Sınır Koymayı Kolaylaştıracak Öneriler
Sınır koymak zor olsa da bunu öğrenmek ve uygulamak mümkündür. İşte bu konuda atabileceğin bazı adımlar:
1. Kendi Değerini Fark Et
Sınır koymak, bencillik değil; özsaygının bir göstergesidir. Unutma, senin ihtiyaçların da en az karşı tarafınki kadar önemli. Sadece başkalarını mutlu etmek için kendini feda etmek zorunda değilsin. Kendine “hayır deme hakkım var” diye hatırlatmak, ilk adımdır.
2. Küçük Adımlarla Pratik Yap
Bir anda herkesin hayatında büyük sınırlar koymak kolay olmayabilir. Önce yakın çevrende, güvenli hissettiğin insanlarla ufak istekler konusunda “hayır” demeyi dene. Zamanla bu konuda daha rahat olacaksın.
3. Duygularını İfade Et
Sınır koyarken karşındaki kişiye, ne hissettiğini ve neden böyle davrandığını açıkça ifade etmeye çalış. “Bu şekilde hissettiğim için şu anda bunu yapmak istemiyorum” gibi basit ve dürüst cümlelerle başla. Açık ve sakin iletişim, çoğu zaman manipülasyonun önüne geçer.
4. Destek Al
Sürekli sınırlarını ihlal eden biriyle baş etmek yalnızca senin sorumluluğun olmayabilir. Güvendiğin bir arkadaşına veya profesyonel bir uzmana danışmak, yalnız olmadığını anlamana ve kendini daha güçlü hissetmene yardımcı olur.
5. Tepkilerden Korkma
Sağlıklı bir ilişkide, sınır koyduğunda karşındaki kişi buna saygı duyar. Eğer her defasında öfke, suçlama veya alayla karşılaşıyorsan, aslında sorun senin sınır koyman değil, karşı tarafın buna saygı göstermemesidir. Bu ayrımı yapmak, suçluluk hissinin azalmasına yardımcı olur.
6. Gerekirse Uzaklaş
Bazen ne kadar uğraşırsan uğraş, karşındaki kişi değişmek istemez. Sürekli kendini değersiz hissettiğin bir ilişkiden uzaklaşmak ya da mesafe koymak en sağlıklı çözüm olabilir. Kendine iyi davranmak ve ruh sağlığını korumak her şeyden daha önemli.
Sonuç
Toksik ilişkilerde sınır koymak kolay değildir, ancak kendi iyiliğin ve ruh sağlığın için gereklidir. Bu süreçte suçluluk, korku veya yalnızlık hissedebilirsin ama küçük adımlarla başlamak ve gerektiğinde destek almak sana güç verecektir. Unutma, hak ettiğin saygı ve huzur için sınırlarını korumak en doğal hakkındır.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Kaynakça
Martin, S. (2020). How to Set Boundaries with Toxic People. PsychCentral.
Devamı
Kırılgan Narsisizm | Yule Psikoloji
Kırılgan narsisizm, narsistik kişilik özelliklerinin bir türü olarak aşırı duyarlılık, güvensizlik ve reddedilme korkusuyla tanımlanır. Büyüklenmeci narsisizm (grandiose narcissism) kibir ve üstünlük hissiyle kendini gösterirken, kırılgan narsisizm savunmacı bir dış görünüşün ardında kırılgan bir özgüven taşır. Bu yazıda, kırılgan narsisizmin temel özellikleri, nedenleri ve bilimsel araştırmalara dayalı bulgular ele alınmaktadır.
Kırılgan Narsisizmin Temel Özellikleri
Kırılgan narsisizm, bireyin özgüven ve kişilerarası ilişkilerinde belirgin hassasiyetlerle kendini gösterir:
- Eleştiriye Hassasiyet: Kırılgan narsisizme sahip bireyler, yapıcı eleştirileri bile kişisel saldırı olarak algılayabilir. Bu durum, utanç ve yetersizlik duygularını tetikler.
- Kırılgan Özgüven: Özgüvenleri, dışarıdan gelen onaya bağımlıdır. Reddedilme veya terk edilme korkusu, özgüveni zayıf hale getirir.
- Sosyal Çekilme: Reddedilme korkusu, bireylerin sosyal etkileşimlerden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durum, duygusal yakınlık kurmayı zorlaştırır.
- Duygu Düzenleme Sorunları: Kıskançlık, utanç ve öfke gibi yoğun duygularla başa çıkmakta zorlanırlar. Bu da duygusal olarak dengesiz bir duruma yol açar.
Kırılgan Narsisizmin Nedenleri
Araştırmalar, kırılgan narsisizmin genetik, çevresel ve gelişimsel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığını öne sürmektedir:
- Erken Çocukluk Deneyimleri: Cain, Pincus ve Ansell (2008), aşırı eleştirel veya ihmalkâr ebeveynlik deneyimlerinin, bireyin benlik algısında kırılganlık yarattığını belirtmiştir.
- Bağlanma Sorunları: Özellikle kaçıngan ve kaygılı bağlanma stilleri, kırılgan narsisizmin gelişiminde etkili rol oynar.
- Travma: Miller ve arkadaşları (2013), küçük düşme, reddedilme veya ihanet gibi travmatik olayların, savunmacı ve aşırı hassas bir kişilik yapısının gelişimine neden olduğunu göstermiştir.
- Toplumsal Etkiler: Twenge ve Campbell (2009), bireysel başarı ve dış görünüş odaklı toplumsal değerlerin, kırılgan narsisizmi artırıcı bir rol oynadığını belirtmiştir. Sosyal medya gibi platformlar, bu bireylerin özgüven kırılganlığını derinleştirebilir.
Kırılgan Narsisizm Üzerine Yapılan Araştırmalar
Kırılgan narsisizm üzerine yapılan araştırmalar, bu kişilik özelliğinin farklı boyutlarına ışık tutmaktadır:
1. Nörobiyolojik Temeller
Ronningstam (2009), kırılgan narsisizmin beyindeki limbik sistemle ilişkili olabileceğini öne sürmüştür. Limbik sistemin aşırı duyarlılığı, bireyin eleştiri ve reddedilme gibi durumlara yoğun tepki vermesine yol açabilir.
2. Bağlanma Stilleri
Cain, Pincus ve Ansell (2008), kırılgan narsisizmin güvensiz bağlanma stilleriyle güçlü bir ilişkisi olduğunu bulmuştur. Bu bağlanma sorunları, bireyin kendine dair algısında kırılganlık yaratır ve ilişkilerde savunmacı davranışlara yol açar.
3. Sosyal Faktörler
Twenge ve Campbell (2009), modern toplumun bireysel başarıyı ve dış görünüşü merkeze alan yapısının, kırılgan narsisizmi beslediğini belirtmiştir. Sosyal medya gibi platformların onay arayışını artırdığı, bu bireylerde özgüven dalgalanmalarına yol açtığı görülmüştür.
4. Duygu Düzenleme
Miller ve arkadaşları (2013), kırılgan narsisizmin yoğun utanç ve öfke gibi duygularla başa çıkmayı zorlaştırdığını vurgulamıştır. Farkındalık temelli stratejilerin bu duyguları düzenlemeye yardımcı olabileceği belirtilmiştir.
5. Çevresel Travmalar
Fonagy ve Target (2003), küçük düşürülme, ihanet veya reddedilme gibi travmaların, bireylerde savunmacı kişilik özelliklerinin gelişmesine neden olduğunu göstermiştir. Bu tür travmalar, kırılgan narsisizmin temelindeki kırılgan benlik algısını pekiştirir.
6. İlişkisel Çatışmalar
Horowitz ve arkadaşları (1996), kırılgan narsisizme sahip bireylerin, kişilerarası ilişkilerde algılanan küçümseme veya reddedilme durumlarına aşırı tepki verdiğini bulmuştur. Bu bireylerde sıklıkla pasif-agresif davranışlar gözlenmiştir.
7. Depresyon ve Psikolojik Sağlık
Skodol ve arkadaşları (2002), kırılgan narsisizmin düşük özgüven ve yalnızlık gibi özellikler nedeniyle depresyon riskini artırdığını göstermiştir. Depresyonun eşlik ettiği durumlarda, terapilerin etkisinin daha uzun vadede ortaya çıktığı belirtilmiştir.
Sonuç
Kırılgan narsisizm, özgüven, duygu düzenleme ve kişilerarası ilişkilerde yaşanan zorluklarla kendini gösteren karmaşık bir kişilik özelliğidir. Bu durumun kökenlerini anlamak, bireylerin yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Araştırmalar, kırılgan narsisizmin gelişiminde erken çocukluk deneyimleri, bağlanma sorunları, travmalar ve toplumsal faktörlerin etkili olduğunu göstermektedir. Bu anlayış, terapötik müdahalelerin ve sosyal destek stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutmaktadır.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Kaynaklar
- Cain, N. M., Pincus, A. L., & Ansell, E. B. (2008). Vulnerable narcissism and maladaptive self-regulation. Journal of Personality, 76(4), 667-694.
- Fonagy, P., & Target, M. (2003). Psychoanalytic theories: Perspectives from developmental psychopathology. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 44(1), 1195-1211.
- Horowitz, M. J., Rosenberg, S. E., & Bartholomew, K. (1996). Interpersonal problems of narcissistic personality disorder patients. Journal of Personality Disorders, 10(3), 238-252.
- Miller, J. D., Gentile, B., Wilson, L., & Campbell, W. K. (2013). Grandiose and vulnerable narcissism: A nomological network analysis. Journal of Personality, 81(1), 90-102.
- Ronningstam, E. (2009). Narcissistic personality disorder: A clinical perspective. Journal of Psychotherapy, 46(1), 5-22.
- Skodol, A. E., Gunderson, J. G., McGlashan, T. H., et al. (2002). Functional impairment in patients with schizotypal, borderline, avoidant, or obsessive-compulsive personality disorder. American Journal of Psychiatry, 159(2), 276-283.
- Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2009). The narcissism epidemic: Living in the age of entitlement. New York: Free Press.

Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
Narsist bir yönetici, kendine aşırı hayran olan ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız kişidir. Sürekli kendini över ve üstünlük sağlamaya çalışır. Empati kuramaz, manipülatif ve eleştirel olur. Kendi başarılarını abartırken, başkalarının katkılarını küçümser. Bu tür bir yönetici, çalışanların motivasyonunu ve iş yerindeki atmosferi olumsuz etkiler.
İşe Gitmekten Korkuyor musunuz
İş dışında bile sürekli işinizden mi bahsediyorsunuz? Sürekli değişen hedeflerle kendinizi kanıtlama çabası sizi yoruyor mu? Yöneticinizi memnun etmeye çalışırken aynı zamanda ondan korkuyor musunuz? İş saatleriniz boyunca sürekli tetikte, bunalmış ve tükenmiş mi hissediyorsunuz?
Günümüzde “narsist” terimi çok yaygınlaştı. Stresli bir iş ortamında hepimiz zaman zaman sağlıksız davranabiliriz, ancak empati ve utanç duygularımız bizi kontrol altında tutar. Narsist bir yönetici ise bu duygulardan yoksundur. Çalışanlarını istismar etmeyi haklı bulur, utanmaz ve empati göstermez. Kendinizi bu durumda buluyorsanız, yöneticinizin narsist olup olmadığını sorgulamak yerine, neden bu duruma tahammül ettiğinizi düşünmelisiniz. Sizi sağlıksız ve güvensiz bir ortamda kalmaya iten inançlarınızı sorgulayın ve kendinize dikkat edin. Aksi takdirde, sonunda kaybeden siz olursunuz.
Yöneticinizin Toksik veya Narsist Olduğunu Gösteren İşaretler
- Mikro Yönetim ve Sürekli Eleştiri
Yöneticiniz işinizi sürekli olarak yetersiz bulmaya başlar. Küçük eleştirilerle başlayan bu süreç, hızla büyür ve ciddi bir baskıya dönüşür. Kendinizi sürekli eleştiriliyor, görmezden geliniyor veya değersizleştiriliyor gibi hissedersiniz. Narsist yöneticiniz bu durumu bilerek manipüle eder ve olumsuz tepkilerinizden beslenir. Eleştirileri yapıcı değildir; sizi şaşırtmak ve değersizleştirmek için tasarlanmıştır. Bu durumda, gri kaya tekniğini kullanarak tepkisiz kalmayı deneyin. –Gri kaya tekniği, özellikle narsist veya toksik kişilere karşı kullanılan bir başa çıkma yöntemidir. Bu teknikte, kişi, kendini “gri bir kaya” gibi sıkıcı ve ilgi çekici olmayan biri olarak gösterir. Amaç, narsist veya toksik kişinin dikkatini çekmemek ve manipüle etmesini zorlaştırmaktır. Bu yöntem, tepkisiz ve duygusuz davranmayı, kişisel bilgileri paylaşmaktan kaçınmayı ve iletişimi minimumda tutmayı içerir. Böylece, toksik kişilerle olan etkileşimler en aza indirgenir ve kişinin kendini koruması sağlanır.- - Her Hareketinizi İzlemek
Narsist yönetici, paranoyak ve kontrolcüdür. Gününüzün her anını izler. - Kişiliksizleştirme
Yüz yüze iletişim yerine, tüm iletişimi e-posta yoluyla yapar. Toplantı taleplerinizi oyalayarak veya iptal ederek sizinle yüzleşmekten kaçınır. - Bilgiyi Saklamak
Size gerekli bilgileri vermez ve başarılarınızı, övgülerinizi, zam veya terfi taleplerinizi saklar. Önemli toplantılardan ve e-postalardan dışlanırsınız, bu da işinizi yapmanızı zorlaştırır. - Düşük Performans Değerlendirmeleri
Hedeflerinizi aşmanıza rağmen, terfi alamazsınız veya maaş artışı talepleriniz reddedilir. Bunlar, değer verilmediğinizin ve önemsenmediğinizin açık işaretleridir. Yaptığınız işleri belgeleyerek performans değerlendirmenizi gerçek verilerle destekleyin. - Görevlerinizi Elinizden Almak
Yöneticiniz, işleri sizden alır ve size kötü brifingler verir. Bu, sizi değersizleştirmek ve cezalandırmak için bir yöntemdir. - İsminizi Lekelemek
Bir anda meslektaşlarınız soğuk ve mesafeli davranmaya başlar. İçgüdülerinize güvenin ve çıkış stratejinizi oluşturun. Bu durum sizin hatanız değildir; toksik bir kişilikle uğraşıyorsunuz. Narsist yöneticiler, güçlü ve bağımsız insanlardan hoşlanmazlar, kolayca manipüle edebilecekleri kişileri tercih ederler. Bu nedenle, narsist bir yöneticinin hedefi olmak aslında güçlü olduğunuzun bir işaretidir ve daha iyisini hak ettiğinizin kanıtıdır.
Narsist Yöneticinizle Başa Çıkmanıza Yardımcı Olacak Araçlar
- Davranışları Kişisel Algılamayın
Narsistin kabalığını kişisel algılamayın. Enerjinizi koruyun, farkındalık ve nefes tekniklerini kullanın. - Kuralları Çiğnerler
Narsist yöneticiler kendilerini yasaların üstünde görürler. Kuralları çiğner, verileri manipüle eder ve etik dışı davranırlar. Yakalanırlarsa, suçu size veya başkasına yıkarlar. - Korkmayı Bırakın
Sürekli korku içinde çalışmak sağlığınıza zarar verir. En kötü senaryoyu düşünün ve buna göre bir plan yapın. - Değişmelerini Beklemeyin
Narsist yöneticilerin değişeceği illüzyonundan vazgeçin. Ne kadar iyi olursanız olun, her zaman daha fazlasını talep ederler. Önceliğiniz kendiniz olmalı. - Aşırı İşlev Göstermeyin
Aşırı işlev göstermeyi ve aşırı performans sergilemeyi bırakın. Enerjinizi çıkış stratejinize odaklayın. Mevcut işinizi bir basamak taşı olarak görün ve ileriye doğru hareket edin. - Başarısızlığa Sürüklerler
Narsist yöneticiler sizi başarısızlığa sürüklemek isterler. Mikro yönetiliyorsanız, işinizi en iyi şekilde yapın ve ilerlemenizi düzenli olarak paylaşın. - Empati Eksikliği ve Fazla Çalışma
Narsistler empati göstermez ve sizi fazla çalıştırıp az ödeme yaparlar. Fazla mesai yapmanız beklenir, ancak ekstra ücret ödenmez. Kendi kaynaklarınızı kullanmanız istenebilir. - Övgü Beklemeyin
İyi bir iş için övgü beklemeyin. Narsistler yalnızca kendilerini iyi gösterdiğinde sizi överler. Onaylarını kazanmak zaman ve enerji kaybıdır. - Profesyonel Kalın
Narsist yöneticiniz işteki refahınızı umursamaz. Yeni bir iş ararken, profesyonel kalın ve işinizi en iyi şekilde yapın. - Meslektaşlarınız Arkadaşınız Değil
İş ortamındaki ilişkiler durumsaldır. Yöneticinizi iş arkadaşlarınıza şikayet etmeyin. Destek arıyorsanız, bunu iş dışındaki biriyle yapın. - Narsist Yöneticilerden Kaçın
Narsist yöneticiler patolojik yalancılardır ve gerçeği çarpıtılar. Onlarla yüzleşmekten kaçının ve kendinize odaklanın. Gri kaya tekniğini kullanarak olumsuzluklarına tepki vermeyin.
Yöneticim Narsist, Şimdi Ne Yapmalıyım
En iyi tavsiye: Bir çıkış stratejisi oluşturun ve yeni bir iş ararken sakin kalın. Sağlıklı sınırlar koyun ve daha iyisini hak ettiğinizi bilin.
Narsist bir yöneticiyle başa çıkmak, iş hayatında karşılaşılabilecek en zorlu durumlardan biridir. Ancak, kendinize olan güveninizi koruyarak, profesyonel sınırlarınızı belirleyerek ve sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurarak bu zorluğu aşabilirsiniz. Unutmayın, sağlığınız ve mutluluğunuz her şeyden daha önemlidir. Kendi değerinizi bilin ve size hak ettiğiniz saygıyı gösteren bir iş ortamı arayın. Toksik bir yöneticinin sizi tüketmesine izin vermeyin, kendinize ve geleceğinize yatırım yapın.
Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji – yulepsikoloji@gmail.com