Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

EMDR Terapisi Nedir

28 Aralık 2022 Yazar: Tuğçe Turanlar EMDR 0 Yorum

“EMDR Terapisi, danışanın rahatsızlık veren geçmiş yaşantısının, bugüne etki etmeyecek hale getirilmesine yardımcı olur.”

EMDR  – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme

EMDR, Shapiro’nun 1987 yılında spontane göz  hareketlerinin,  olumsuz  ve  rahatsız  edici  düşüncelerin  yoğunluğunu  azalttığını  keşfetmesiyle geliştirilen bir psikoterapi yaklaşımıdır.

Travmatik anı, duygu ve beden duyumu ile işlenmemiş bir şekilde fizyolojik olarak depolanır. İşlenmemiş bu anı, tetikleyici bir olay karşısında olumsuz duygular ve düşüncelerle kendini göstermeye devam eder.

“Yaşanan bir olay, bir kişide travma sonrası stres bozukluğuna neden olurken, diğer bir kişide aynı etkiye neden olmamaktadır. Bunun sebebi genetik farklılıklarımızdır.”

Emdr danışanlarının birçoğu ilk seanstan itibaren kendilerine rahatsızlık veren görüntülerin eskisi kadar canlı olmadığını söyler. Beden duyumları rahatlar ve olumsuz duyguları azalır. Artık eskisi kadar rahatsız hissetmezler. Travmatik anının anlamı değişmiştir.

Adaptif Doğal İçsel Bilgi İşleme Sistemi

Tüm insalarda var olduğu düşünülen adaptif doğal içsel bilgi işleme sistemi, olumsuz yaşantı anılarını işleyerek belleğe dahil eder. Bu içsel bilgi sistemi engellendiğinde, olumsuz yaşantı anıları uygun bir şekilde işlenmeyerek, kendi nöral ağları içerisinde saklanır ve kendi zamanı içinde donar. Bu nedenle işlevsel bilgileri barındıran diğer hafıza ağıyla bağlantı kurulamadığı için psikopatoloji ortaya çıkar (Shapiro, 2016).    

EMDR terapisinin hedefi, doğal içsel bilgi işleme sisteminin etkinleştirilmesiyle, işlevsel olmayan biçimde saklanmış deneyimlere ve anılara ulaşarak onları adaptif bir şekilde yeniden dönüştürüp psikolojik semptomların azaltılmasını/ortadan kaldırılmasını sağlamaktır (Shapiro ve Laliotis, 2011).

“İki yönlü göz hareketi veya beynin her iki hemisferini de  uyaran diğer iki yönlü uyarımlar, anıyla ilgili görüntülerin canlılığının kaybolmasına neden olur.”

EMDR süreci; olumsuz duyguların yerine olumlu duyguların geldiği, bedensel duyum/davranışların değiştiği, tüm bunların sonucunda da yeni bir benlik algısı ve içgörünün ortaya çıktığı karmaşık bir süreç olarak görülür (Shapiro, 2007).

Travma, hiç yaşanmamış hale getirilemez ya da tamamen silinemez. Sadece acı veren rahatsızlık ortadan kalkar ve bu rahatsızlığa karşı duyarsızlık gelişir. Yaşananlar daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilir.

“EMDR, Limbik Sistem ve Amigdala’ya etki eder.”

EMDR’da bulunan ögeler:

 

1- Resim (İmge)

EMDR işlemi sırasında, danışandan rahatsız edici bir olay ya da anıyı düşünmesi ve olayı en iyi şekilde temsil eden, olayın en rahatsız edici kısmına ilişkin bir resme odaklanması istenir. Bu imgenin net olması önemlidir.

2- Olumsuz Biliş

Travmatik yaşantılar, bireylerde kendileriyle ilgili olumsuz inanışlara sebep olabilir.

EMDR’da, danışandan  belirttiği imge ile birlikte, kendisiyle ilgili olumsuz bir bilişi “ben cümlesi” ile ifade etmesi istenir.

Eğer danışan olumsuz bilişi belirleyemiyorsa, terapist olumsuz biliş örneklerini danışana liste şeklinde sunar ve danışandan birini seçmesini ister.

3- Olumlu Biliş

Olumlu biliş,  danışanın kendisi ile ilgili hissetmeyi arzuladığı olumlu inançtır. Olumsuz bilişin tam tersidir. Şimdi geçerli değildir ancak travmatik yaşantı kişi üzerindeki etkisini yitirdiğinde olumlu inanç geçerli olacaktır.

“Hedeflenen olumlu inancın “İnanç Geçerlik Ölçeği” üzerinden 1-7 arasında derecelendirilmesi istenir.”

Olumlu bilişi seçerken imkansız bir olumlu biliş hedeflenmemelidir.  “O bana aşık olacak” şeklinde bir olumlu biliş mümkün değildir. Başkalarının düşüncelerini değiştirmek gerçekçi bir hedef değildir.

4- Duygular

Danışana, travmaya ait imgeye ve olumsuz bilişe odaklandığında “şu an ne hissettiği sorulur”.

EMDR’da, danışandan anının resmini ve olumsuz inancını aklında tutarken hissettiği duyguları söylemesi ve Öznel Rahatsızlık Düzeyi Ölçeği (Subjective Units of Disturbance Scale- SUD) üzerinden rahatsız edici duyguları 0 ile 10 arasında derecelendirmesi istenir.

5- Beden Duyumları

EMDR’ın, en önemli ögelerinden biri de beden duyumlarının belirlenmesidir. Beden duyumları rahatsız etmeyene kadar işlemlemeye devam edilir.

“Travmaların beden kaydı da vardır.“

EMDR oturumu, beden taraması yapılarak tamamlanır.

“Göz hareketleri ve diğer iki yönlü uyarımlar ile beynin her iki hemisferi sıra ile uyarılmış olur.”

EMDR Terapisinin Hedefi

Geçmiş anıları işlemleme

Tetikleyicilere karşı duyarsızlaştırma

Bireyin, gelecekte karşılaşılabileceği sorunlara karşı;  bireye yeni bir anlam, bakış açısı ve başa çıkma becerileri kazandırma

 

EMDR Terapisi Nasıl Yapılır

EMDR Yönteminin Sekiz Protokolü

1.Aşama: Danışan geçmişi

Bu aşama, giriş ve değerlendirme aşamasıdır. Danışanın öyküsü alınır.

2.Aşama: Hazırlık

Terapötik ilişkinin kurulduğu,

Danışana EMDR süreci, aşamaları ve etkilerinin açıklandığı,

Göz hareketleri, dokunsal vuruşlar veya işitsel uyarım denemesinin yapıldığı,

Güvenli yer ve gerçekçi beklentilerin belirlendiği aşamadır.

3.Aşama: Değerlendirme

Hedefin ayrıntılı ve net bir şekilde tanımlandığı,

Anı belirlendikten sonra, onu en iyi biçimde temsil eden resmin danışan tarafından seçildiği,

İşlevsel olmayan olumsuz inancın (Ben değersizim, ben sevilmeyi hak etmiyorum vb.) seçildiği

Olumsuz inancın ardından olumlu inancın  (Ben değerliyim, ben sevilebilirim vb.) belirlendiği aşamadır.

4.Aşama: Duyarsızlaştırma

Seçilen anının SUD seviyesini düşürülmesi amaçlanır. Danışan; seçilen resme, olumsuz bilişe, duygulara ve bedeninde hissettiği duyumlara odaklanır. Terapist ise eş zamanlı olarak çift yönlü uyarım yapar.

5.Aşama: Yerleştirme

Bu aşamada, hedeflenen olumlu inanç üzerinde işlemleme yapılır.

6. Aşama: Beden Tarama

Olumlu inanç yerleştirildikten sonra, danışandan, olumlu inancı ve hedeflenen anıyı aynı anda aklında tutması ve bedenini yukarıdan aşağıya herhangi bir rahatsızlık var mı diye taraması istenir.

7.Aşama:  Kapanış

Danışandan, seanslar arasında yeni düşünceleri, anıları, bedensel duyumları hatırladığında bunları not etmesi ve başa çıkma becerisi ile kendini kontrol yöntemlerini kullanması istenir.

8.Aşama: Yeniden Değerlendirme

Son seanstan bu yana neler olduğuna bakılarak hedef anı ve süreç yeniden değerlendirilir.

“EMDR terapisi; göz hareketleri, işitsel uyarım veya ritmik vuruşlar kullanarak travmatik bir anının beyindeki depolanma şeklini değiştirir.”

“EMDR’ın nasıl çalıştığını anlamak üzerine yapılan çalışmalar devam etmektedir.”

“EMDR, Amerikan Psikiyatri Birliği, Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü gibi birçok kuruluş tarafından etkili bulunmaktadır.”

EMDR Terapisinin Diğer Terapilerden Farkı Nedir?

EMDR, diğer terapilerden farklı olarak doğrudan anıya odaklanır; bu anının beyinde depolanma biçimini değiştirerek semptomları azaltmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlar.

EMDR Hangi Durumlarda Kullanılır?

Anksiyete, Panik Atak, Doğal Afetler, Savaş Stresi, Fobi, Travma, Yas, Performans Kaygısı, Depresyon, Bipolar Bozukluk, Yeme Bozuklukları, TSSB, Alkol ve Madde Bağımlılığı, Cinsel İstismar, Dissosiyasyon, Özgüven sorunları, Ağrı Rahatsızlıkları, Kişilik Bozuklukları, Takıntılar gibi birçok durumda kullanılmaktadır.

EMDR terapisi eğitimli bir EMDR terapisti olmadan yapılabilir mi?

EMDR terapisi, bir ruh sağlığı müdahalesi olduğu için lisanslı ruh sağlığı uzmanları tarafından yapılmalıdır.

“EMDR terapisinin tek başına uygulanması mümkün değildir.”

EMDR Terapisi Ne Kadar Sürer?

EMDR terapi seansı 60-90 dakika sürer.

EMDR terapisi, konuşma terapisine dahil edilerek, ayrı bir terapistle ek terapi olarak veya tek başına bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir.

Travmatik bir deneyimi işlemek için bir veya birkaç seans gerekebilir.

EMDR tedavi süresi danışanın geçmişine ve travmatik deneyimlerine bağlı olarak değişmektedir.

EMDR terapisi diğer terapi türlerinden daha hızlı sonuç verse de terapinin amacı hızlı olmak değildir. Her danışanın farklı bir ihtiyacı vardır. Bir danışanda özgüven oluşturmak haftalarca sürebilirken diğer danışanda ilk aşamalar hızlıca tamamlanabilir fakat başka sorunlar ortaya çıkabilir.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynaklar

Shapiro, S. (2016). EMDR: Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme temel prensipler, protokoller ve prosedürler, (M. Şahzade, ve I. Sansoy, çev.) İstanbul: Okyanus Yayınları.

Pagani, M., Amann, B. L., Landin-Romero, R., & Carletto, S. (2017). Eye movement desensitization and reprocessing and slow wave sleep: A putative mechanism of action. Frontiers in Psychology, 8, Article 1935.

Duman, R. N. , Bayram, S. & Demirtaş, B. (2018). EMDR: Olgu Sunumları . Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi , 1 (1) , 142-164 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/bpd/issue/31051/372905

Akkuş, K. ve Durna, G. (2021). Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) terapisi ve uzun dönemli etkileri. Nesne, 9(19), 176-189. DOI: 10.7816/nesne-09-19-13

 

 

 

 

Travma Sonrası Tepkiler
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
Hangi Terapi Yöntemi Bana Uygun?
21 Eylül 2025

Terapiye başlamak, hayatımızda önemli bir dönüm noktasıdır. Fakat birçok kişi ilk...

Devamı
Online EMDR Terapisi
Online EMDR Terapisi
25 Mart 2024

Online EMDR terapisi, geleneksel yüz yüze terapi seanslarının bir alternatifi...

Devamı
Esaret Fobisi
Esaret Fobisi
8 Haziran 2024

Esaret fobisi, kişinin özgürlüğünün kısıtlanacağı veya kontrol altına alınacağı...

Devamı
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir
6 Haziran 2024

Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı),...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Bağlanma Stilleri: Neden Zıt Kişiliklere Çekiliriz?
  • Maladaptive Daydreaming – Aşırı Hayal Kurmak Bir Hastalık mı?
  • Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri, Türleri ve Tedavi Yöntemleri
  • Kişilik Bozukluklarında EMDR Terapisi
  • Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
  • İlişkilerde Değişim ve Güçlü Bağların Sırları

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz