Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim
featured_image

Arketipler: Modern Psikolojideki Etkisi

Yazar: Tuğçe Turanlar18 Ocak 2024 Kişisel Gelişim, Psikoterapiler, Rüya0 Yorum

Arketiplerin modern psikolojideki etkisi, özellikle Carl Jung’un çalışmaları üzerinden önemli bir yer tutmaktadır. Jung, insanların kolektif bilinçdışında yer alan ortak semboller ve mitlerle nasıl etkileşime girdiğini incelemiştir. Bu kolektif bilinçdışı, kişisel bilinçdışımızdan farklı olarak, tüm insanlıkla paylaşılan ve genellikle arketipler olarak adlandırılan yapılar içerir.

Örneğin, Jung’un “gölge” arketipi, kişinin kendisinde olumsuz olarak gördüğü ve dış dünyaya göstermekten kaçındığı yönlerini temsil eder. Bu utanç veya kaygı kaynağı olabilir. Bireyin bu yönleriyle yüzleşmesi ve bunları bütünlüğe kavuşturması gerekir.

Jung, ayrıca “anima” ve “animus” arketiplerini tanımlamıştır. Erkeklerde anima, kadınlar içinse animus. Kişinin karşı cinsin idealize edilmiş temsili olarak görülür. Bu arketipler, kişinin cinsiyet kimliği oluşturulurken bastırılan kişilik yönlerini temsil eder. Kişinin hayatı boyunca bu yönlerle yeniden bağlantı kurmasına yardımcı olur​​.

Modern psikoloji, Jung’un arketipler teorisini çeşitli şekillerde uygulamaktadır. Örneğin, bireylerin idealize edilmiş bir versiyonunu sunan “persona” arketipi, kişilik testlerinin geliştirilmesine ve Jung’un tanımladığı içe dönük ve dışa dönük kişilik tiplerinin incelenmesine ilham kaynağı olmuştur​​.

Arketiplerin farkında olmak, bireylerin kendi motivasyon sistemlerinin nasıl etkinleştirildiğini anlamalarını sağlar. Örneğin, rekabetçi bir iş ortamında kişilerin arketipleri farklı şekilde aktif olabilir. Ayrıca, bir arketipin aşırı gelişimi, diğerlerinin gelişememesine neden olabilir. Bu durum, kişinin belirli hedeflere tek yönlü odaklanmasına ve bu hedeflere ulaşılamadığında derin bir hayal kırıklığı hissetmesine neden olabilir​​.

Jung’un arketip teorisi, insan psikolojisini anlamak ve bireysel gelişim süreçlerine rehberlik etme açısından hala önemini korumaktadır. Bu teori, modern psikolojinin çeşitli alanlarında, özellikle bireysel ve kolektif bilinçdışını anlamak ve terapötik süreçlerde kullanılmak üzere uyarlanmıştır.

Jung tarafından tanımlanan bazı temel arketipler şunlardır

Gölge

Kişinin kabul etmek istemediği, genellikle olumsuz olarak algıladığı yönlerini temsil eder. Gölge, bastırılmış düşünceler, istekler ve duyguları içerir. Örneğin, bir kişi, toplum tarafından kabul edilmez bulunan agresif veya kıskanç yönlerini bu arketip altında bastırabilir.

Anima ve Animus

Jung’a göre, her bireyde karşı cinsin özelliklerini temsil eden bir arketip bulunur. Erkeklerde “anima”, kadınlarda ise “animus” olarak adlandırılır. Bu arketipler, karşı cinsin idealize edilmiş temsilleri olarak görülür ve kişinin karşı cinsle olan ilişkilerinde önemli bir rol oynar.

Kahraman

Zorlukların üstesinden gelme, cesaret, fedakarlık ve kendini aşma temalarını içerir. Kişinin yaşamındaki önemli geçiş dönemlerinde, özellikle zorluklar ve engellerle yüzleşirken ortaya çıkar.

Bilge Yaşlı Adam

Bilgelik, bilgi ve rehberlikle ilişkilendirilir. Hikayelerde ve mitolojide sıkça karşılaşılan bu karakter, genellikle yol gösterici ve öğretici bir rol üstlenir.

Büyük Anne

Bu arketip, besleyici, koruyucu ve şefkatli anne figürünü temsil eder. Güvenlik ve destek gibi temel insan ihtiyaçlarını yansıtır.

Kahramanın Yolculuğu

Kişinin hayatında bir dönüşüm geçirdiği, zorluklarla yüzleştiği ve sonunda değişerek döndüğü bir süreci anlatır. Bu yolculuk genellikle zorlu engelleri aşmayı ve kişisel gelişimi içerir.

Çocuk

Masumiyet, yeniden doğuş, kurtuluş ve yenilikçilikle ilişkilendirilir. Bu arketip, başlangıçlar, potansiyel ve yeni başlangıçlarla ilgilidir. Çocuk arketipi aynı zamanda kişinin içsel neşesi ve yaratıcılığını temsil eder.

Hilekar

Sınırları zorlayan, kuralları ihlal eden ve değişimi tetikleyen kişiliği ifade eder. Bu arketip genellikle mizah ve alayla ilişkilidir ve sosyal normları sorgulamak için kullanılır.

Yaratıcı

Yenilikçilik, yaratıcılık ve hayal gücünü temsil eder. Bu arketip, dünyayı değiştirebilecek yeni fikirler ve yaratımlarla ilişkilendirilir.

Bakıcı

Bakıcı arketipi, şefkat, fedakarlık ve diğerlerine yardım etme arzusunu yansıtır. Bu arketip, insanları koruyan ve destekleyen, empati ve anlayışla hareket eden kişilerde görülür.

Hükümdar

Hükümdar arketipi, kontrol, güç ve otorite ile ilgili temaları içerir. Bu arketip, liderlik, sorumluluk ve düzeni koruma arzusunu temsil eder.

Sevgili

Romantizm, aşk, tutku ve çekicilikle ilişkilendirilir. Bu arketip, insanlar arasındaki bağları ve yakınlıkları vurgular ve genellikle romantik ilişkilerde ve cazibede önemli bir rol oynar.

Yule Psikoloji Enstitüsü

Kaynaklar

Richards, R. J. (2016). Objectivity and the theory of the archetype. What Reason Promises: Essays on Reason, Nature and History. De Gruyter, Berlin, 26-37.

Serrican, E. (2015). Reflexion of the archetype concept in Carl Gustav Jung’s theory of analytical psychology to the literature. International Journal of Social Sciences and Education Research, 1(4), 1205-1215.

 

 

Devamı
featured_image

Arketip Nedir

Yazar: Tuğçe Turanlar31 Ekim 2023 Psikoterapiler, Rüya0 Yorum

Arketip, insanların kolektif bilinçdışında yer alan evrensel semboller ve temaları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Carl Jung’un psikolojik teorilerinde önemli bir yere sahip olan bu kavram, insanların tarih boyunca oluşturduğu mitler, hikayeler ve rüyalar aracılığıyla kültürler arası benzerlikleri ve ortaklıkları keşfetmemize olanak tanır. Arketipler, insan deneyiminin temel yönlerini yansıtan derinlemesine kalıplardır ve bu nedenle farklı kültürlerde ve zamanlarda bile benzer hikayelerin ve karakterlerin ortaya çıkmasına neden olur.

Bu evrensel kalıplar, bireyin kendi kişisel hikayesini ve yaşam yolculuğunu anlamasına yardımcı olan bir çerçeve sunar. Özellikle marka hikayeciliği, reklamcılık ve içerik oluşturma gibi alanlarda, arketiplerin gücünden yararlanmak, hedef kitleyle daha derin bir bağlantı kurmak için etkili bir yöntemdir.

12 Arketip

Carl Jung’un 12 arketipi, insanın ortak bilinçaltındaki evrensel semboller ve temaları temsil eder. Jung’a göre, bu arketipler insan psikolojisinin temel yapı taşlarıdır ve bireysel ve kolektif bilinçaltımızın derinliklerinde yer alır.

Jung‘un 12 arketipi, bireyin iç dünyasındaki ve dış dünyadaki deneyimlerini şekillendiren içgüdüsel enerjileri ve davranış kalıplarını tanımlar. Bu arketipler, insanın yaşamındaki temel rolleri, deneyimleri ve duygusal tepkileri temsil eder. Her birey, bu arketiplerin farklı kombinasyonlarına sahip olabilir ve bu da onların dünyayı nasıl algıladıklarını ve nasıl tepki verdiklerini etkiler.

Yardımsever (Caregiver)

Şefkati ve cömertliği temsil eder.

Koruyucu, özverili, fedakâr, bakıp büyüten ve genellikle ebeveyndir.

İyiliksever, dostane, faydası dokunan ve güvenilirdir.

Yaratıcı (Creator)

Yenilikçiliği, sanatsallığı ve yaratıcılığı temsil eder.

Yeniliği, güzelliği ve estetik bir standardı arayan bir hayalperesttir.

Nicelik üzerinden niteliği vurgular.

Sıradan Adam (Regular Guy/Everyman/Everywoman)

Çalışan çoğunluk (emekçi) sınıfını, güçsüz takımı ve komşuyu (halktan birini) temsil eder.

Azimli, erdemli, gerçekçi, büyük ölçüde samimi ve bazen kadercidir.

Genellikle alçak gönüllüdür.

Kaşif (Explorer)

Bağımsız ve gönüllü maceraperest ile temsil edilir.

Keşfetmek ister, kendisini ve çevresini gözler.

Sürekli hareket halindedir ve gezgindir.

Kahraman (Hero)

Cesur ve cengâver bir savaşçı tarafından temsil edilir.

Asil bir kurtarıcı ve mücadelecidir.

İlham verir ve insanlığı güç bir durumdan kurtarır.

Masum (Innocent)

Saf, inançlı, naif ve çocuksu karakter ile temsil edilir.

Alçakgönüllü ve sakindir.

Mutlu ve sade bir cennete özlem duyar.

Soytarı (Jester)

Eğlence ve zevk için yaşamayı temsil eder.

Oyuncu, yaramaz ve komedyendir.

Çoğunlukla alaycı ve neşelidir.

Aşık (Lover)

İçten, romantik, şehvetli ve tutkulu olmayı temsil eder.

Sevgi ve zevk vermek ister.

Sihirbaz (Magician)

Fizikçi veya kimyacı, hayalperest bir karakter tarafından temsil edilir.

Doğal güçlerle, dönüşüm ve başkalaşımlarla ilgilidir.

Asi (Outlaw)

İsyankâr ve yerleşmiş inançlara veya kurumlara karşı çıkan kimse tarafından temsil edilir.

Uyumsuz ve hayatta kalandır.

Çoğunlukla intikamcı ve kurallara uymayan biridir.

Kral (Ruler)

Güce ve kontrole şiddetli eğilim duyan kimse tarafından temsil edilir.

Lider, patron ve hakimdir.

Yüksek etki gücüne sahip ve inatçıdır.

Kimi zaman acımasız olabilir.

Baskınlığını korur ve diğerlerini yönetir.

Bilge (Sage)

Bilgi, tecrübe ve aydınlanmaya değer vermeyi temsil eder.

Uzman ve danışmandır.

Bilgeliğini ve zekasını kullanır.

Biraz kendini beğenmiş olabilir.

Bilimsel, felsefi ve akıllıdır.

Dünyada ünlü bir rehberdir.

 

“Jung Ekolüyle Rüyalarımı Nasıl Analiz Ederim?” bölümü için Seans Odası Sakinleri (S.O.S.) Podcast Serisinin ilk iki bölümünü aşağıdaki bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.

Seans Odası Sakinleri (S.O.S.) Podcast

Seans Odası Sakinleri (S.O.S.) Youtube

Arketip Nedir

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynaklar

Jung, C. G. (2014). Four archetypes. Routledge.

YAKIN, V., & Canan, A. Y. (2012). Markaların Kişilik Arketiplerinin Algılanması Üzerine Bir Araştırma Turkish Online Journal of Design Art and Communication, 2(3), 27-36.

Devamı

Instagram

yulepsikoloji

❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, b ❤️‍🩹 Kuşaklararası travma aktarımı, bir nesilde yaşanan acı, korku veya stresin sonraki kuşaklara aktarılması anlamına gelir. Ailede işlenemeyen ya da bastırılan duygular, çoğu zaman farkında olmadan çocuklara ve torunlara geçer.

Bilimsel araştırmalar, bu aktarımın hem psikolojik hem de biyolojik yollarla gerçekleşebildiğini gösteriyor. Yani travmanın etkisi, sadece duygu ve davranışlarımızda değil, genlerimizde de iz bırakabiliyor.

Çok kafa karıştırıcı olmasın diye yazdığım makalenin bir kısmını burada paylaştım. Konunun daha detaylı açıklamasını okumak isterseniz websitemde bulabilirsiniz 🌷

www.tugceturanlar.com

Kuşaklararası Travma Aktarımı

#psikoloji
🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zama 🌷Toksik ilişkilerde sınır koymak çoğu zaman imkânsız gibi hissedilebilir. Özellikle onaylanma ihtiyacı, suçluluk duygusu ya da yalnız kalma korkusu bu adımı atmayı zorlaştırır. 

Birçok insan, çocukluğundan itibaren “hayır” demenin bencilce olduğu yönünde mesajlar aldığı için, kendi ihtiyaçlarını ön plana koyduğunda suçluluk hisseder. Özellikle toksik ilişkilerde, karşı tarafın tepkilerinden korkmak ya da onu kaybetme endişesiyle kişi, kendi sınırlarını belirlemekte zorlanır. 

Aynı zamanda, sevilmek ve kabul görmek için kendinden sürekli ödün vermek, zamanla kişinin kendine yabancılaşmasına ve özgüveninin azalmasına neden olur. 

Oysa “hayır” diyebilmek, kendini korumak ve kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmek bencillik değil, sağlıklı bir özsaygı göstergesidir. 

Sınır koymak, karşı tarafı reddetmek ya da cezalandırmak anlamına gelmez; aksine, hem kendine hem de karşındaki kişiye değer vermenin en sağlıklı yoludur. 

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada 🌷 Bazı davranışlarımızın, dış dünyada olup bitenleri etkileyebileceğine inanırız. Mantıksız olduğunu bilsek de. 

Örneğin bir mesajı zamanında almazsak kötü bir şey olacağından korkmak ya da uğurlu bir objeye tutunmak… Psikolojide bu düşünce biçimine büyüsel düşünce denir. 

Piaget’ye göre bu düşünce biçimi özellikle çocuklukta yaygındır. Çünkü çocuk, dünya üzerindeki kontrolünü sınırlı hisseder. 

Jean Piaget’nin ifadesiyle:
“Çocuk için düşünce, gerçekliğin yerine geçer.”

(Piaget, J. (1929). The Child’s Conception of the World).

Yetişkin olduğumuzda bile bu düşünce biçimini sürdürebiliriz. Çünkü belirsizlik karşısında zihin, içsel güvenlik yaratacak sembolik dayanaklara ihtiyaç duyar. Bu, aslında içimizdeki çocuğun hâlâ kendini güvende hissetmeye çalışmasından başka bir şey değildir 🌷

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli Kütüphanemde bana eşlik etmiş olan bu değerli kitapları, artık başka zihinlere ve kalplere ulaşabilmesi için paylaşmak istiyorum.

Her ay bir psikoloji kitabını hediye edeceğim. Belki bir cümlesi, bir fikri, bir sayfası size de eşlik eder ❤️

📖 Bu ayın kitabı: Kaygının Anlamı – Rollo May

“Kaygı, içsel bir çağrıdır; bizi yüzleşmeye, büyümeye ve sorumluluk almaya davet eder.”

Çekilişe katılmak için:

✅ Gönderiyi beğenmeniz
✅ Yorumlara iki arkadaşınızı etiketlemeniz
✅ Yule Psikoloji sayfasını takip etmeniz yeterli

📅 Son katılım: 27 Mayıs Salı

#psikoloji #kitap
Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 Narsistik ilişkileri çözümleme atölyesi 🌷 narsistik partnerle kurulan ilişki dinamiklerini ve bu ilişkilerde ortaya çıkan travma bağını anlamak isteyenler için hazırlandı. Atölyede, sağlıksız ilişki döngülerinin arka planındaki psikolojik mekanizmaları, duygusal bağımlılığı ve bu tür ilişkilerden kopmakta yaşanan zorlukları birlikte inceleyeceğiz. 

🌷 Katılımcılar, narsistik ilişkilerin nasıl işlediğini daha iyi kavrayarak, kendi ilişkilerini sorgulama ve daha sağlıklı bağlar kurma yolunda önemli bir farkındalık kazanacaklar.

📅 Tarih: 2 Haziran Pazartesi
⏰ Saat: 21.00 – 22.30
💻 Platform: Google Meet – Online

Detaylı bilgi için DM’den ya da WhatsApp üzerinden ulaşabilirsiniz.

📱 0532 053 3992 (WhatsApp)

Görüşmek üzere 💛

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

** Kontenjan dolmuştur. Sonraki eğitimde görüşmek üzere ❤️

#psikoloji #ilişkiler
🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerin 🌷 Yetersiz annelik görmüş kişiler, içlerinde güçlü bir sevgi açlığı taşısalar bile yakın ilişkilerde rahat edemezler. Sevgi almaya duydukları özlem, genellikle içlerindeki güvensizlik ve koruyucu duvarlarla engellenir. Geçmişte ihtiyaçlarının karşılanmamış olması, birinin onlar için gerçekten var olacağına inanmalarını zorlaştırır. 

Bazıları sevgiyi hak etmediğini düşünürken, daha bağımlı kişiler partnerlerine yapışır, onları boğar ve aradıkları kusursuz sevgiyi bulamayınca öfkeyle karşılık verir. Bu öfke, ilişkiyi zedeler ve eski terk edilme yaralarını tekrar canlandırır.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #anne
🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide o 🩵 “Farkında olmak, tam da burada, şimdide olmak demektir; şimdiki zamanda bütünüyle var olabilmek, karşımıza hangi deneyim çıkarsa kabul edebilmek, yine de deneyimin hiçbir türden görünümüne kendini kaptırmamak demektir. Farkında olmak aynı zamanda, yargılamadan veya değerlendirmeye tabi tutmadan, deneyimin farkında olmak demektir.”

Kitap: Psikoterapide Bağlanma - David J. Wallin

#psikoloji #farkındalık
❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta gel ❤️ İçsel çocuk arketipleri, çocuklukta geliştirdiğimiz duygusal başa çıkma kalıplarını simgeler. O dönemde ihtiyaç duyduğumuz sevgi, güven ve kabulü elde etmek için öğrenilen bu stratejiler, büyüdükten sonra da davranışlarımızı şekillendirmeye devam eder. Arketipleri tanımak, hangi eğilimlerin bize fayda sağladığını hangilerinin ise sınırlarımıza zarar verdiğini ayırt etmeye imkân tanır; böylece daha bilinçli seçimler yapabiliriz.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynaklar

*LePera, N. (2021). How to Do the Work: Recognize Your Patterns, Heal from Your Past, and Create Your Self. TarcherPerigee.

*Maté, G. (2021). The Myth of Normal: Trauma, Illness & Healing. Avery.

*Schwartz, R. C. (1995). Internal Family Systems Therapy. Guilford Press.

#psikoloji
Narsisistik ebeveynler, kendilerini önemli ve üs Narsisistik ebeveynler, kendilerini önemli ve üstün hissetme ihtiyacı duyarlar; eleştiriye karşı aşırı duyarlıdırlar ve başkalarıyla empati kurmakta zorlanırlar. 
Bazı anneler, kendi gerçekleşmemiş hayallerini ve isteklerini çocukları üzerinden yaşamak isterler. Örneğin, kendilerini güzel ya da başarılı hissetmediklerinde çocuklarının bu eksikliği tamamlamasını ve adeta onların “intikamını” almasını bekleyebilirler. Bu nedenle çocuklarının kendi beklentilerini karşılamasını aşırı derecede önemser ve bu gerçekleşmediğinde onları yok sayar ya da düşmanca davranabilirler.

Bu tutum sonucu çocuklar, kendilerini değerli hissetmek için sürekli başkalarının onayına ve beğenisine ihtiyaç duyarlar. Benlik değerleri dışarıya bağımlıdır ve başkalarını anlamakta güçlük çekerler. Sağlıklı bir benlik saygısı için çocukların ebeveynlerini idealize edebilmesi ve ebeveynlerin çocuğun atfettiği gücü çocuklarıyla paylaşması gerekir. 
Narsisistik babalar ise genellikle kendi ihtiyaçlarını ön planda tutarak çocuklarının güçlenmesini engeller ve onlarla sağlıklı yakın ilişkiler kurulmasını zorlaştırırlar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

Kaynak: Kişilik ve Zihin - Prof. Dr. Doğan Şahin

#psikoloji #narsissist #ebeveyn
❤️‍🩹 Toplumsal travma, geniş kitlelerin ❤️‍🩹 Toplumsal travma, geniş kitlelerin fiziksel ve ruhsal güvenlik duygusunu altüst eder. Ortaya çıkan etkiler yalnızca o olayla sınırlı kalmaz, gelecek nesillerin de duygusal ve sosyal yaşamını etkileyebilir. Ancak yüzleşme, paylaşım, kolektif hafızanın inşası ve adalet arayışı, toplumsal onarımı destekler. Dayanışma kültürünü beslemek ve yıkıcı olayların tekrarlanmaması için kalıcı çözümler geliştirmek, her bir bireyin katkısıyla mümkün hâle gelir.

Toplumsal Boyutta İyileşme

* Güçlü Sosyal Destek Ağı: Travmadan etkilenen bireylerin destek hissetmesi, toplumun onarıcı gücünü artırır. Ayrıca aile, arkadaş ve komşuluk ilişkileri gibi yakın çevre alanlarının güvenilirliği ve dayanışması, ruhsal toparlanmaya olumlu katkıda bulunur.

* Açık ve Şeffaf İletişim: Toplumsal travmanın ardından yaşananları görmezden gelme veya inkar, tüm kesimlerde derin bir güvensizlik yaratır. Oysa olayların kabul edilmesi, hatırlanması ve anlatılması uzun vadede onarıcı bir etki taşır.

* Adalet ve Yüzleşme Mekanizmaları: Geniş çaplı bir felaket veya zulüm sonrası adaleti sağlayacak yolların (yargı süreçleri, hak talepleri vb.) işlemesi, toplumsal bellek ve iyileşme sürecinin merkezinde yer alır. Resmî kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve yerel inisiyatifler bu süreçte kritik rol oynar (Paker, 2007).

* Aktif Katılım ve Dayanışma: Dayanışma faaliyetlerine katılmak, yardım kampanyalarında yer almak veya hak savunuculuğu yapmak hem toplumu hem de bireyi güçlendirir. Bu tür eylemler, çaresizlik duygusunu hafifletir ve umudu canlı tutar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

Kaynaklar

Herman, J. (1992). Travma ve İyileşme. İstanbul: Literatür Yayıncılık.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi. (2015). Psiko-Eğitim Broşürleri – 4: Toplumsal Travma Nedir?
Janoff-Bulman, R. (1992). Shattered assumptions: Towards a New Psychology of Trauma. New York: Free Press.
Paker, M. (2007). Psiko-politik Yüzleşmeler. İstanbul: Birikim Yayınları.

#psikoloji
Neden en çok sevdiğimiz insanlara kızarız? 💔

Bunun temel sebebi, kurduğumuz bağın derinliği ve bu bağla birlikte gelişen beklentilerimizdir. 

Sevdiğimiz kişiler bize en yakın ve en açık olduğumuz kişilerdir; bu nedenle, onlar tarafından görülmeyi, anlaşılmayı ve desteklenmeyi bekleriz. Bu beklentiler gerçekleşmediğinde yaşadığımız hayal kırıklığı, çoğunlukla öfke olarak dışa vurulur. 

Ayrıca, sevdiğimiz insanlar bize adeta bir ayna tutarlar. Kendimizde kabul etmekte zorlandığımız taraflarımızı onların davranışlarında gördüğümüzde iç dünyamızdaki çatışmalar tetiklenir ve bu durum öfkeye neden olabilir. 

Ancak önemli olan bu duyguyu nasıl ifade ettiğimizdir. Öfkemizi doğru şekilde ifade etmek, ilişkilerimizi güçlendirme ve sağlıklı hale getirme potansiyeline sahiptir.

Unutmayalım ki, her kızgınlık bize kendimizle ilgili önemli bir mesaj taşır. Bu mesajı okumak ve anlamlandırmak, ilişkilerimizi olduğu kadar kendimizi de geliştirmek için çok değerlidir. ❤️

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#ilişkiler #psikoloji
🍃 Duygusal olarak olgunlaşmamış kişilerle i 🍃 Duygusal olarak olgunlaşmamış kişilerle iletişimde temel prensip, duygusal kontrolü onlara bırakmamak ve kendinizden emin, sakin bir duruş sergilemektir. Böylece kendi iç huzurunuzu korur ve iletişim süreçlerinizi sağlıklı yürütürsünüz.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji #ilişkiler 

Kaynak
Gibson, L. C. (2022). Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Açtığı Yaraları İyileştirmek.
Instagram'da Takip Et

Etiketler

Bağımlılık Bireysel psikoterapi depresyon Ebeveyn EMDR EMDR Terapisi Freud Gottman Çift Terapisi Jung Kişilik Bozuklukları narsist Online EMDR Online psikolog Psikanaliz Psikodinamik Psikoterapi Rüya travma Travma Bağı Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma Sonrası Tepkiler Çift Terapisi Çocukluk Travmaları çocukluk çağı travmaları İlişkiler

Son Eklenenler

  • Kuşaklararası Travma Aktarımı
  • Toksik İlişkilerde Sınır Koymak Neden Zordur
  • İnsanlar Değişir mi? Romantik İlişkilerde Değişimin Rolü
  • Uzak Mesafe İlişkisi: Bağ ve Güveni Sürdürme
  • Oversharing (Aşırı Paylaşım) Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?
  • Travma Terapisi: Gerçek Nedir?

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz