Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim

Tuğçe Turanlar

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Makaleler
    • Narsisizm
    • Aldatma ve Sadakatsizlik
    • İstismar ve Manipülasyon
    • İlişkiler ve Çift Dinamikleri
    • İlişkiler ve Psikoloji
    • Bağlanma Stilleri
    • Travma ve Çocukluk İzleri
    • Terapi Yaklaşımları
      • Psikodinamik Terapi
      • EMDR
      • Şema Terapi
      • Gottman Çift Terapisi
  • Sıkça Sorulan Sorular
  • Kitap Önerileri
  • İletişim
featured_image

Uyku Bozukluğu: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

15 Ocak 2024 Yazar: Tuğçe Turanlar İlişkiler ve Psikoloji 0 Yorum

Uyku Bozukluğu Nedir

Uyku bozukluğu, uyku düzenini etkileyen ve genellikle kişinin günlük yaşam kalitesini düşüren bir durumdur. Uyku bozukluklarının çeşitli türleri ve tedavi yöntemleri vardır. İşte bazı yaygın türler ve genel tedavi yaklaşımları:

İnsomnia (Uykusuzluk)

İnsomnia, uyumakta veya uyuyabilmekte zorluk çekme durumudur. Bu durum, hem uykuya dalma hem de uyandıktan sonra tekrar uyuyabilmekte zorluk olarak kendini gösterir.

Nedenleri

  • Stres, anksiyete, depresyon gibi psikolojik faktörler
  • Ağrı, solunum problemleri gibi sağlık sorunları
  • Kafein, alkol gibi maddelerin kullanımı
  • Düzensiz uyku alışkanlıkları

Huzursuz Bacak Sendromu

Bacaklarda rahatsızlık hissi ve hareket ihtiyacı ile karakterize bir durumdur. Genellikle dinlenme anlarında veya geceleri daha belirgin olur.

Nedenleri

  • Demir eksikliği
  • Nörolojik bozukluklar
  • Gebelik
  • Bazı ilaçların neden olabileceği yan etkiler

Etkileri

  • Uykuya dalma
  • Uyku kalitesinde bozulma
  • Gündüz Yorgunluğu

Uyku Apnesi

Uyku sırasında solunumun geçici olarak durması veya ciddi şekilde yavaşlamasıdır.

Nedenleri

  • Hava yolu tıkanıklıkları
  • Obezite
  • Yapısal bozukluklar ve bazı tıbbi durumlar

Etkileri

  • Geceleri sık uyanma
  • Gündüz yorgunluğu
  • Baş ağrısı
  • Uzun vadede kalp hastalıkları riskinin artması
  • Horlama

Türleri: Obstrüktif uyku apnesi (en yaygın tür, solunum yollarının fiziksel engellenmesiyle oluşur) ve santral uyku apnesi (beynin solunum kaslarına düzgün sinyal gönderememesi nedeniyle oluşur).

Narkolepsi

Aşırı gündüz uykululuğu ve aniden uyuma eğilimi ile karakterize bir nörolojik bozukluktur.

Nedenleri: Narkolepsi, beynin uyku ve uyanıklığı düzenleyen bölümlerindeki bir bozukluktan kaynaklanır.

Etkileri

  • Katapleksi (duygusal tepkiler sırasında kas kontrolünün kaybedilmesi)
  • Uyku felci
  • Halüsinasyonlar
  • Kesintili gece uykusu

Parasomniler

Uyku sırasında anormal davranışlar veya hareketler

Örnekler
Uyurgezerlik (Somnambulism)

Uyurgezerlik, uykunun derin evrelerinde gerçekleşen ve kişinin uyurken yürümesi veya diğer karmaşık davranışları gerçekleştirmesi durumudur.

Nedenleri

  • Genetik faktörler
  • Uykusuzluk
  • Stres
  • Bazı ilaçlar
  • Alkol tüketimi

Etkileri: Uyurgezerlik, genellikle hatırlanmayan bu eylemler sırasında yaralanma riskini artırır. Ayrıca uykunun kalitesini düşürür.

Kabus Bozukluğu

Uykudan korkutucu rüyalarla uyanma durumudur. Bu rüyalar genellikle gerçeklikle yakından ilişkilidir ve uyanıldığında detaylı olarak hatırlanır.

Nedenleri

  • Stres
  • Travma
  • Bazı ilaçların yan etkileri
  • Uyku bozuklukları

Etkileri: Sık kabuslar, uyku kalitesini bozar ve gündüz yorgunluğuna, kaygıya ve depresyona yol açabilir.

Uyku Felci

Uyku felci, REM (Hızlı Göz Hareketi) uyku fazının sonunda veya başında uyanırken kişinin geçici olarak hareket edememesi durumudur.

Nedenleri

  • Uyku döngüsünde anormal geçişler
  • Uyku eksikliği
  • Stres veya bazı psikiyatrik bozukluklar

Etkileri: Uyku felci sırasında kişi tamamen bilinçlidir ama hareket edemez. Bu durum genellikle kısa sürelidir ancak korkutucu ve endişe verici olur.

Uykuyla İlişkili Yeme Bozukluğu

Kişinin uyku sırasında bilinçsiz olarak yemek yemesi durumudur. Bu kişiler genellikle yediklerini hatırlamazlar.

Nedenleri

  • Stres
  • Diyet
  • Uykusuzluk ve bazı ilaçların yan etkileri

Etkileri: Uykuyla ilişkili yeme bozukluğu, gece boyunca yeme eylemleri nedeniyle kilo alımına, uyku kalitesinde bozulmaya ve gündüz yorgunluğuna neden olur. Ayrıca, kişi yemek pişirme gibi potansiyel olarak tehlikeli aktivitelerde bulunurken de yaralanma riski taşır.

Bu uyku bozuklukları, genellikle uyku döngüsünün normal seyrinin dışına çıkarak kişinin hem fiziksel hem de zihinsel sağlığını etkiler. Özellikle kabus bozukluğu ve uyku felci, kişide ciddi anksiyete ve korkuya neden olabilir. Uyurgezerlik ve uykuyla ilişkili yeme bozukluğu gibi durumlar ise yaralanma riskini artırır ve günlük yaşamı olumsuz etkiler.

Parasomnilerin Nedenleri: Genetik faktörler, stres, uyku eksikliği, diğer uyku bozuklukları ve bazı ilaçların kullanımı parasomnilere yol açabilir.

Parasomnilerin Etkileri: Gündüz yorgunluğu, uyku kalitesinde bozulma ve potansiyel olarak tehlikeli durumlar yaratabilir.

 Tedavi Yöntemleri

  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli uyku programı, rahat bir uyku ortamı, kafein ve alkol tüketimini azaltmak gibi değişiklikler faydalı olabilir.
  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Uykusuzluk için etkili bir tedavi yöntemidir. Uyku ile ilgili olumsuz düşünce ve davranışları değiştirmeye odaklanır.
  • İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, doktor reçetesi ile uyku ilaçları kullanılabilir. Ancak bu ilaçlar uzun süreli kullanım için genellikle önerilmez.
  • Medikal Tedaviler: Örneğin, uyku apnesi için CPAP (Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı) cihazları kullanılır.

**Alternatif Tedaviler

** Akupunktur, yoga, meditasyon ve bitkisel takviyeler gibi yöntemler bazı kişiler için yardımcı olabilir.

Her bir uyku bozukluğu türü, farklı semptomlar, nedenler ve tedavi yöntemleri gerektirir. Tanı ve tedavi için uyku bozuklukları konusunda uzman bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Bazı durumlarda, uyku laboratuvarında yapılan uyku çalışmaları da tanı sürecinde önemli rol oynayabilir. Uyku, genel sağlık ve yaşam kalitesi için hayati öneme sahip olduğundan, uyku bozukluklarının ciddiye alınması ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması önemlidir.


Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar, psikodinamik yönelim ağırlıklı çalışmaktadır. Travmalarla çalışırken EMDR yöntemini, kişilik örüntüleriyle çalışırken Şema Terapiyi, ilişkilerde ise Gottman Çift Terapisi yaklaşımını kullanmaktadır. Özellikle narsisizm, bağlanma sorunları ve ilişkisel dinamikler üzerine yoğunlaşır. Yazılarında hem klinik deneyimlerinden hem de bilimsel araştırmalardan beslenerek psikolojik kavramları herkesin anlayabileceği bir dille aktarmayı amaçlar.


Kaynaklar

Chokroverty, S. (2010). Overview of sleep & sleep disorders. Indian Journal of Medical Research, 131(2), 126-140.

Hauri, P. J. (2021). Sleep disorders. In Handbook of Psychology and Health, Volume I (pp. 211-260). Routledge.

Sehgal, A., & Mignot, E. (2011). Genetics of sleep and sleep disorders. Cell, 146(2), 194-207.

Thorpy, M. J. (2012). Classification of sleep disorders. Neurotherapeutics, 9(4), 687-701.

İnsomnia Narkolepsi Parasomni Uyku Bozukluğu Uyku Felci Uyurgezerlik
Önceki
Sonraki

İlgili Makaleler

Depresyondaki Partnerime Nasıl Yardım Edebilirim?
Depresyondaki Partnerime Nasıl Yardım Edebilirim?
22 Ocak 2025

Depresyondaki Partnerime Nasıl Yardım Edebilirim? Depresyon, kişinin ruh halini,...

Devamı
Ters Psikoloji Nedir
Ters Psikoloji Nedir
5 Eylül 2023

Ters Psikoloji Nedir: Bir kişinin amacına ulaşmak veya dilediği bir eylemin...

Devamı
Uyumsuz Hayal Kurma (Maladaptive Daydreaming)
Uyumsuz Hayal Kurma (Maladaptive Daydreaming)
18 Ocak 2024

Uyumsuz hayal kurma (Maladaptive Daydreaming), kişinin günlük yaşamını olumsuz...

Devamı
Gölge Arketipi
Gölge Arketipi
16 Aralık 2024

Carl Gustav Jung’un psikoloji dünyasına kazandırdığı en etkileyici kavramlardan...

Devamı

Instagram

🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendim 🩵 Günlük hayatın içinde çoğu zaman kendimizi duymadan, duygularımızı fark etmeden ilerleriz. Oysa küçük bir mola verip içimize döndüğümüzde değişimin ilk adımını atmış oluruz. Kendine Dönüş Rehberi, bu yolculukta sana eşlik etmesi için hazırlandı.

🦋 Yedi gün boyunca kısa okumalar, egzersizler ve sorularla kendine daha yakından bakmayı, duygularını tanımayı ve içindeki farklı sesleri keşfetmeyi deneyimleyeceksin. Bazen güçlü yanlarını hatırlayacak, bazen sınır koymayı çalışacak, bazen de içindeki küçük çocukla buluşacaksın. Her gün 10–15 dakikanı ayırman, kendinle kurduğun bağı güçlendirmek için yeterli.

✨Bu rehber terapi yerine geçmez. Ama farkındalığını artırmana, kendine daha şefkatli yaklaşmana ve geleceğe dair yeni niyetler koymana destek olabilir. 

🦋✨ Yolculuğun sonunda kendi notlarınla şekillenen kişisel bir defterin olacak: sana ait, sana yol gösteren bir pusula.

7 Gün 7 Adım: Kendine Dönüş Rehberi
	1.	Kendine Bakışın
	2.	Duyguların Haritası
	3.	İç Sesini Resmet
	4.	Güçlü Yanlarının Kolajı
	5.	“Hayır” Günlüğü
	6.	Küçük Çocuğa Mektup
	7.	Gelecek Benliğe Niyet

🔗 Kendine Dönüş Rehberi’ni profilimdeki linkten veya www.tugceturanlar.com’dan ücretsiz indirebilirsin.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocu Travmatik ya da yıkıcı aile ortamlarında çocuk, dış koşulları değiştiremeyeceği için hayatta kalma stratejisi olarak çoğu zaman suçu kendine yükler. Bu durum, “kontrol yanılsaması” yaratarak çaresizlik duygusunu hafifletir. Ancak çocuklukta geliştirilen bu mekanizma, yetişkinlikte de ilişkilerde kendini gösterir: partneri yüceltmek, sürekli özür dilemek ya da terk edilme korkusu yaşamak gibi örüntüler bu geçmiş stratejinin izleridir.

Bu durum özellikle kaygılı bağlanma eğiliminde ve narsisistik ilişkilerde çok görülür ❤️‍🩹

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar 

#psikoloji
İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “benci İlişkilerde sınır koymak çoğu zaman “bencillik” olarak algılansa da, aslında hem kişinin hem de ilişkinin sağlığını koruyan bir adımdır. 

Sınır, duyguları, zamanı, enerjiyi ve değerleri koruyan görünmez bir çizgidir; sevgiyi azaltan bir duvar değil, ilişkiyi daha güvenli ve saygılı kılan bir çerçevedir. Sağlıklı sınırlar duygusal, fiziksel, dijital ya da değer temelli olabilir ve iletişime kapıyı kapatmaz; tam tersine beklentileri netleştirerek çatışmaları azaltır, iletişimi güçlendirir ve güvenli bağlanmayı destekler.

Bencillik algısının kökeninde genellikle kaygılı bağlanma örüntüleri, “fedakârlık = sevgi” gibi kültürel kalıplar ve çocuklukta “hayır” demeyle ilişkilenen suçluluk duyguları vardır. Oysa sınır koyabilen kişi, partnerine de alan tanır; bu da saygıyı ve güveni artırır. 

Gottman Çift Terapisi’nde de vurgulandığı gibi, mutlu çiftler hem “biz” olmayı hem de “ben” kalabilmeyi başarır ❤️

Kısacası, sınır koymak sevgisizliğin değil özsaygının göstergesidir; gerçek yakınlık ise sınırların yok sayılmasıyla değil, kabul edilip saygı duyulmasıyla mümkündür.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze Günümüzde ayrılıklar artık sadece yüz yüze yaşanan bir deneyim değil; sosyal medya da bu sürecin önemli bir parçası haline geldi 💔

Eski partnerin paylaşımlarını görmek, hikâyelerini takip etmek ya da ortak fotoğraflarla karşılaşmak, duygusal toparlanmayı zorlaştırabilir. 

Kaygılı bağlanan kişiler ayrılık sonrası sosyal medyada daha yoğun “takip” davranışı gösterirken; kaçınan bağlanan kişiler genellikle tüm dijital izleri silmeyi tercih eder. 

Modern ilişki dinamikleri arasında yer alan “ghosting” (aniden ortadan kaybolma) ve “breadcrumbing” (ufak mesajlarla umut verip ilişkiyi sürüncemede bırakma) gibi davranışlar ise bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir.

🔗 Yazının tamamını www.tugceturanlar.com’da okuyabilirsiniz 🩵

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Görmezden Gelen Ebeveynin Çocuğu Olmak ❤️‍🩹Çocuklukta ebeveyn tarafından duygusal olarak görülmemek, yani duygusal ihmal, bireyin benlik algısı, duygularını düzenleme becerisi ve ilişkilerinde derin izler bırakır.

* Çocuklukta: Temel ihtiyaçlar karşılanır ama duygusal sıcaklık, aynalanma ve düzenleyici ilişki deneyimi eksik kalır. Çocuk, sessizlikle kabul edilmeyi öğrenir. Bu da içe kapanma, yalnızlık ve yetersizlik duygularına yol açar.

* Yetişkinlikte: Duygularını ifade etmekte zorlanma, ya bastırma ya da yoğun ve kontrolsüz dışavurum şeklinde görülür. İlişkilerde aşırı uyum sağlama veya duygusal mesafe koyma eğilimleri gelişebilir. Karar vermede güçlük, onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi sorunlar sık görülür.

* Onay ihtiyacı: Görülmeyen çocuk, yetişkin olduğunda değeri onay üzerinden tanımlar. Bu ya pasif bir uyum (sessizlik, memnun etme) ya da aktif bir onay arayışı (mükemmeliyetçilik, sürekli doğru olma çabası) olarak ortaya çıkar.

* İyileşme: Duyguların fark edilmesi, adlandırılması, öz-şefkat, sınır koyma ve kendini ifade etme becerilerinin güçlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli ve düzenleyici ilişkiler, özsaygıyı ve duygu düzenleme kapasitesini destekler.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biç Bağlanma stilleri, ayrılıkla başa çıkma biçimimizi önemli ölçüde şekillendirir. Bu farkındalık, yaşanan tepkilerin kişisel bir yetersizlik değil, geçmişten gelen bağlanma dinamiklerinin doğal bir yansıması olduğunu hatırlatır. Kendi bağlanma stilimizi tanımak, hem ayrılık sürecinde duygularımızı anlamlandırmamıza hem de gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza katkı sağlar.

Güvenli Bağlanma

* Yakınlıktan korkmaz, duygularını ifade eder.
* Ayrılıkta üzüntüyü kabul eder, sosyal destekle iyileşmeye yönelir.
* Daha hızlı toparlanır ve sağlıklı ilişkiler kurma olasılığı yüksektir.

Kaygılı Bağlanma
* Reddedilme korkusu taşır, partneri kaybetmemek için yoğun çaba gösterir.
* Ayrılık sonrası yoğun acı, çaresizlik ve takıntılı düşünceler yaşar.
* Eski partnerle teması sürdürme girişimleri sık görülür.

Kaçıngan Bağlanma
* Yakınlıktan rahatsız olur, duygusal bağı sınırlı tutar.
* Ayrılık sonrası soğukkanlı görünür, acıyı bastırmaya çalışır.
* Bastırılan duygular uzun vadede yalnızlık ya da öfke olarak geri döner.

Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
* Hem yakınlık ister hem de reddedilmekten korkar.
* Ayrılıkta duyguları dalgalanır; özlem ve öfke arasında gidip gelir.
* Bu çelişkiler iyileşmeyi ve yeni ilişkileri zorlaştırır.

Ortak Noktalar 🌹
* Ayrılık bir kayıp deneyimidir ve yas süreciyle benzerlik gösterir.
* Benlik algısı sarsılabilir, kişi değerini sorgulayabilir.
* Zamanla çoğu birey ayrılığı kabullenir ve yeni başlangıçlar yapar.

Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar

#psikoloji
Instagram'da takip et

Öne Çıkan Konular

  • Narsisizm
  • İstismar ve Manipülasyon
  • Bağlanma Stilleri
  • Psikodinamik Terapi
  • EMDR
  • Şema Terapi
  • Gottman Çift Terapisi

Son Eklenenler

  • Bağlanma Stilleri: Neden Zıt Kişiliklere Çekiliriz?
  • Maladaptive Daydreaming – Aşırı Hayal Kurmak Bir Hastalık mı?
  • Bipolar Bozukluk Nedir? Belirtileri, Türleri ve Tedavi Yöntemleri
  • Kişilik Bozukluklarında EMDR Terapisi
  • Travmatik Anılar ve EMDR Terapisi: TSSB Belirtilerinde İyileşme
  • İlişkilerde Değişim ve Güçlü Bağların Sırları

Yasal Uyarı

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. Yazılı izin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz